HOŞÇAKAL DİLEK KIZ..

'Ben dilenci değilim, insanlık konusunda bir kez daha hayal kırıklığına uğradım..
Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda'

Sözleri kadar kendisi de naif bir genç kız. Gözlerinde ve yüzünde çaresizliğin bütün imgeleri. Kameraların onu kaydediyor oluşundan rahatsız , insanlık onuruyla oynanmasından mı , kimden yardım isteyecek olduğunu bilmemesinden mi , hayatında çaresizliği dibine kadar tatmış olmasından mı , elleri , sesi , bedeni , bütünü ile içine düşmüş olduğu durumdan üzgün , pişman.  Dilek Özçelik 14 Ocak 2018 tarihinde henüz 27 yaşında aramızdan ayrılmış, yaşam savaşını kaybetmiş.  Haberlerde onu bize tanıtan videoyu görmemle acı mı acı bir silüet olarak gelip boğazımda yutkunamadığım bir yumru oldu. Bu kadar haysiyetsiz bir dünya zaten böyle naif duyguların insanını hak etmiyor ; onlar kendilerine layık olan esaslığa, kendi cennetlerine dönüyorlar birer birer. Bu gayya kuyusunda , bu pisliğin içinde yaşamak da bizler gibi insanlıktan nasibini almamış, birine el uzatmayı , yardım etmeyi ancak dilenci muamelesi yaparak başaranlara kalıyor.

Uyumak için gözlerimi kapatınca bu güzel kızın silüeti gelip dikiliyor karşıma. Tüm suçu kanser olması ve ilaç bulamaması. Kendime 'sakın hasta olma' diye tembih ediyorum ; eğer böyle bir illet bulursa seni kendine ilaç bulamayacaksın. Daha da vahim olanı yardım istediğin kimseler sana 'al orada çok para var, düşürme yere 'diyecek. Sen insan mısın, hasta mısın , gönlün yerle bir olmuş kimin umurunda. Sen bir dilenci olacaksın ve dilencilerin kırılmaya hakları yoktur bu düzende.

Dilek ölmeden üç yıl önce derdini anlatmak isterken tam olarak bunları yaşamış, kırılan onurunu bir nebze kurtarmak için kendisine dilenci muamelesiyle verilen parayı geri vermek için dönemin çevre bakanının toplantı çıkışını beklemişti. Parayı geri verirken titreyen sesiyle ; 'Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda' demişti. Bu sözleri ve ses tonunu hiç unutamayacağım. Hayatında bir kez bile kendini çaresiz hissetmiş bir kimse için bu naif isyan, bu kırılmışlık unutulamaz çünkü.

'Ben çaresizliği tattım Dilek ; annemi ameliyat kapısında iki kez ölüm - kalım savaşında bekledim. Babamı bir aylık kritik felç sürecinde geçmek bilmez günler, geceler boyu bekledim. Elimde olsa dünyanın tüm varlığını ve şimdiye dek olmamış olanları da onların sağlıklı geçireceği bir güne takas ederdim, edemedim. Çaresizlik benim için buydu, elinde olan ya da olmayan herhangi bir şeyin işine yaramaması çaresizlikti. Tek yapabildiğim uzun ve sancılı zaman dilimleri içinde hapsolarak beklemekti. İşte çaresizlik tam olarak budur, senin de yaşadığın gibi.


Sen beklemekten yorulduğun anda çekip gitmişsin artık. Emin ol bunlar dışında savaştığımız çok şey olacak ; seni ölüme götüren sebeplerle, insanlıktan nasibini alamamış kişilerle, hayatında bir insanı anlayamaya tenezzül etmeyen herkesle imtihanımız ve savaşımız devam edecek. Sen ise gittiğin sırça köşkünden ,Arş - ı Ala'dan bunları izliyor olacaksın. Hoşçakal Dİlek kız ve gittiğin yerde daima iyi ol.'

Yorumlar

Popüler Yayınlar