JUDAS'IN ÖPÜCÜĞÜ
Bir boğa sahibi tarafından geleneksel boğa yarışlarında kullanılmak üzere satıldı ; ne var ki arenada yaralanan ve kanlar içinde etrafına bakan boğa kendini yetiştiren 'insan' dostunu gördü, can havliyle gidip bariyerlerin ardından ona uzandı ve onu yetiştiren 'insan' dostu dudaklarına bir öpücük kondurdu.
Bu insan ile hayvan arasındaki trajik ve anlamlı durum dünya basınında 'Judas'ın Öpücüğü' örneği olarak adlandırıldı. Bu tanımın nereden geldiğini soranlar için hikayenin aslı şöyledir ;
Judas'ın bu yöntemi sonraları insanoğlu tarafından çok beğenilmiş olacak ki bolca kullanılır ve halklar arasında bu durumlara Judas'ın Öpücüğü tanımı söylenegelir.
Judas'ın Öpücüğü tanımı birine onulmaz zararlar verirken aynı anda onu dostça kandırmanın bir yansıması, hatta zıt yansımasıdır ; yani bir melek görünümlü şeytanı, dost görünümlü düşmanı, iki yüzlülüğü ve can acıtmadan önce okşanan, öpülen bir dudağı anlatır. Sanırım asla eskimeyecek bir deyim olarak kalacaktır , insan var oldukça ..
Haberi görünce bu durumun sinemadan edebiyata, günlük hayattan tutun da en mahrem anlarda dahi ne çok yaşandığını düşündüm. İnsanlar en ağır ithamlardan önce güzel sözler söylerler. En çirkin ifadelerden önce övgüler ve iltifatlar vardır. Önce sevginin sonsuz , güvenli kollarıyla sarmalayan sevgililer sonrasında buz gibi sözlerle kalbi parçalayarak giderler.
İnsan tabiatı gereği yalnız yaşayamaz ve mutlak surette mahremine almayı layık bulduğu dostları olmalıdır ; yaşamın bir yüzünü onlarla paylaşmalı ve yaşamı muhakkak sevgiyle kucakladığı dostunun yüzüne bir öpücük kondurması sonrasında sırtına bir bıçağı saplaması ile öğrenmelidir.
İnsan var olduğundan beri süregelen bir ihanet ve aldanış hikayesidir bu tanımın özü, bu nedenle de güncelliğini , gerçekliğini ve acı yanını hiç kaybetmemiştir.
Bir boğanın dost sandığı mahluğa uzanışı beni bu yazıyı yazmaya mecbur kıldı ve candan gibi görünen öpücüklere dikkat etmek gerektiğini anlattı bir kez daha..
Yorumlar
Yorum Gönder