YENİ YIL..


Her yılbaşı biraz eksiliriz. Öyle ya yeni bir yıl aynı zamanda eskimiş bir yıl demektir. Ne büyük tespit ama :) Tamam kabul herkes geçen zamanın farkında , biraz eskidiğinin ve her geçen yılın biraz biraz olduğumuz kişiden bizi başka bir insana çevirdiğinin. Ne yapacağız , bunu engellemenin bir yolu yok. Değişeceğiz ve eskiyeceğiz ve hatta belki çok zaman sonra bir de bakmışız eski moda olup çıkmışız , bu kaçınılmaz bir gerçek. Ama tüm bunları güzel yaşamak var bir de , güzel anılar, güzel insanlar, güzel yaşlanışlar , yaşanmışlıklar. İşte bunu başarabilmek çok güzel bir duygu.

Şimdi aklımda yirmi üç sene öncesinin bir yılbaşı akşamı  var ; Babam ve can dostu Ali amcam, eşi Latife teyzem , annem , abilerim, evimizin daimi misafiri Ummuhan teyzem. Bir armoni ki anlatılamaz..

Babam ve Ali Amcamın rakı sofraları , Ummuhan teyzeme sofrada rakı olduğu için aynı odada ama ayrı sehpada sofra hazırlanması,zinhar sofraya oturmaz ama muhabbetten geri durmaz,  annemle Latife teyzenin maharetlerini konuşturdukları mezeleri,yemekleri, abilerimin akşam dışarı çıkma yasağı yüzünden evde oturmak zorunda kalmaları..
Yemek faslı azalınca sofra çerez meyve ile donatılır, o akşam annem kahve sorununu tekerlekli servis sehpasına ne varsa yerleştirerek çözer,  isteyen olursa salon içinde bu sehpayı  güç bela sürükleyerek ben servis ederdim. Soba gümbürtüyle yanar, üzerindeki güğümde su lıkır lıkır kaynardı.Annem ve Latife teyze, bu iki kadın yılbaşı akşamı alkol yerine kahve ile sarhoş olur kıkırdayarak güler , bazen eşleri ile fark ettirmeden dalga geçerlerdi.

Çok klişe eğlencelerimiz vardı ;  tombala oynanır, yılbaşı eğlence programları izlenir, eski hikayeler anlatılır, ölenler yad edilir, yaşayanlara sağlık dilenir, piyango bizlere çıkarsa ne yapılacağı hakkında her kafadan bir ses çıkardı. Babam İstanbul’da boğaz gören bir ev almak ister, annem Almanya’ya dönüp artık işçi olmadan orada yaşama hayalleri kurar, Ali Amca fabrika açmaktan, Latife teyzede hanımın çiftliği gibi bir yer yaptırmaktan dem vururdu. Bizleri asla atlamazlar ne isteyeceğimizi sorarlardı ; Atilla abim ayrı bir eve çıkmak isterdi (on sekiz yaşlarında o zaman ) , Kazım abim annemle yurt dışına gitmeyi tercih ederdi. Ben babacı ve nankör evlat babamın fikrini paylaşır ‘babacım biz de seninle yalı alalım , İstanbul ‘ a gidelim' derdim. Şimdi düşünüyorum da para hayal dünyasında bile insanları ayrıştıran bir şeymiş. Gülerek , kahkaha atarak bahsederken Ummuhan teyzem bizi uyandırır, ‘benim biletim yok , çıkarsa beni hacca gönderin bari ‘derdi. Herkes onaylar , söz verir, kumarda kazanılacak para ile de olsa hac görevine hizmet edecek olmaktan mutlu olurlardı.

Saat on ikide bir çoşku ile yeni yılı birbirimize sarılarak kutlardık sanki hep yan yana değilmişiz gibi. Bir vakit sonra uykum gelir , babamın dizine uzanırdım. Ben hiçbir yılbaşı akşamı odamda uyumamışımdır, babamın dizinde uyuyup onun kucağında odama götürülmüşümdür. Bu bile benim için çok güzel bir hatıradır ve hep öyle güzel kalacaktır.

Zaman sevdiğimiz şeyler ve kişiler için bazen bizi seçim yapmaya zorluyor. Şimdi sevdiklerimle yılbaşı kutlayamıyorum , seçimim onlardan uzak düşmek oldu . Ama geriye bakıp yıllarca çok güzel anılar biriktirdiğimizi görmek beni bir nebze iyi hissettiriyor , bu anılar ben var oldukça ve hafızamı kaybetmedikçe benimle olacak.

Yeni yılın sağlık , mutluluk , güzellik getirmesini diliyorum. Birde unutulmayacak, hep bizlerle yaşayacak hatıralar biriktirebilmeyi. Hep doğru ve temiz kalmayı, asla kendinden ve prensiplerinden taviz vermemeyi . Hep insan olmak ve öyle kalmak dileğiyle. İyi seneler ..!

Yorumlar

Popüler Yayınlar