ESKİ FOTOĞRAFLAR..
Bulduğum bu garip nesneye gülerek babama gittim;
- Baak ne buldum?
Gazete okuyordu, bir şey okurken kısa cevaplar veriyordu hep;
- Ne buldun yine?
- Evlilik cüzdanı yazıyor.
Güldü kıs kıs, daha bana bakmadan eski cüzdan olduğunu biliyordu.
- Eski o.
Evirip çevirip baktım, evet yeni bir şeye benzemiyor.
- Yaa..
Baktı gazetenin üzerinden bana.
- Bence sen artık koca eşek oldun, dedi.
Bilirim ki bu sözden sonra sorumluluk bildiren bir konu açılacak, koca eşek oldun demek , büyüdün demekti.
Devam etti;
- Bunu şimdiye kadar biz muhafaza ettik, bundan sonra sen muhafaza et.
- Muhafaza ne demek baba?
- Korumak, gözün gibi bakmak demek. Hani geçen filmde Sultan’ın korumalarına muhafız diyorlardı hatırladın mı ? İşte ‘muhafız’ koruma, ‘muhafaza’ korumak. Anladın mı ?
- Evet.
- Güzel, bu evlilik cüzdanı artık senin, sen muhafaza edeceksin onu, anlaştık mı ?
- Anlaştık.
Sehpadan kalemi aldı ve imzaladı sonra bu teslimi teyit ettik, her şey ciddiyetle yapıldı ve devir teslim tamamlandı. Bu cüzdan artık benim muhafazamda olacaktı.
O gün benim doğum günümdü, dokuz yaşıma basmıştım.
Bir kaç ay önce arkadaşım Aslı’nın doğum günündeki iki katlı pastayı evde bir hafta anlattığımdan olacak ilçenin meşhur pastanesinden benim deyişimle ‘ iki katlı beyaz pasta’ aldı babam. Bir de ışıkları duvarlarda yıldızlar gezdiren bir gece lambası. Onu da bir yerden görüp anlatmış olacağım, ama bana alınan en güzeliydi.
Bu güzel anıdan çeyrek asır sonra bu akşam fotoğraflara bakarken en alta sakladığım evlilik cüzdanını buldum. İçinde annemle babamın gençlik resimlerine baktım, ne kadar güzel, yakışıklı ve umut dolu olduklarına, aşktı onların ki, sinirlerinde ve kavgalarında bile aşk vardı, evlendikleri günden ayrıldıkları güne kadar.
Bu gün doğum günüm, yani babamla bu anımızın bir seneidevriyesini yaşıyorum, onsuz ilk doğum günüm, bu yıl böyle günlerin gelişinden korkuyorum, güçlükle dik durmaya çalışan bir duvara balyoz indirmek gibi bir şey bu. Anlatılmıyor, yaşanıyor çaresizce. Ve resimler sanki olmasalar geçmişe dair çok şey eksik ya da dilsiz kalacakmış gibi bir çok şeyi tamamlayıp, anlatıyorlar şimdi. Sanki onlar olmasa geçmişimiz hiç yaşanmamış gibi, bir rüya gibi geçip gidecekmiş de onlar durumu kurtarmışlar.
Bugün babamın anlattığı kelimelerin anlamlarını biliyorum artık; muhafaza ne demek, korumak, gözün gibi bakmak ne demek, ne yazık bu kelimelerin esas sahibinden mahrum olmak. Ne yazık bu duyguyu sahici ve derinden tek onda tatmış olmak. Ama ne bahtiyarlıktır böyle bir dünyaya onun muhafazasında gelmiş olmak.Bu bana ölene kadar yetecek..
‘İyi ki doğdum, seni tanımak varmış, seni sevmek, senin tarafından bunca sevilmek varmış kaderde..
Sensizlikle geçen günler ve aylardan sonra bu güne de merhaba baba. Bir yaş daha aldım, yani artık benim için olan manası ile; sana doğru bir adım attım bugün.’
Yorumlar
Yorum Gönder