ÖNCE İNSAN OLMAK

Yaklaşık bir , bir buçuk yıldır toplumca zor dönemlerden geçiyoruz. İliklerimize kadar hissettiğimiz bir kaos ortamı ruhsal dengemizi, gelecek kaygımızı , kariyerimizi , geçimimizi her bir ayrıntıyı yaşamla ilgili tekrar tekrar düşünmemize neden oluyor. Kolay olmuyor bunlar yazıldığı kadar. Ama yaşamak direnmektir, bizler de öyle yapıyoruz mecburen ; kendi acılarımızı, gündelik sorunlarımızı, ruhsal sıkıntılarımızı bir kenara bırakarak ya da bize zarar vereceğini bile bile içimize atarak ‘ şimdi benden zor durumda o kadar insan varken bunlara üzülmek anlamsız olur ‘ diyerek baskılayıp yok sayıyoruz.

Öyle olmak zorundayız ; bir yerlerde - ki çok uzağımda değil- birileri ölümcül bir hastalıkla boğuşuyor, bir yerlerde bir anne kışın yakacak bulamadığı için üşüyen çocuklarına dayanamayıp kendini asıyor, bir yerlerde aç kalan insanlar çöp karıştırıyor, birileri dondurucu soğukta parklarda sokaklarda geceliyor. Hal böyleyken bizlere gündelik sıkıntılarımızı içimizde boğup susmak düşüyor.

Yadsıyamadığımız bir gerçek var ; son yıllarda şiddete olan müthiş eğilim. Bu ‘şiddet’ durumunun bir cinse atfedilmesinden rahatsızım aslında . Her yerde ‘kadına şiddet’ diyoruz ama çocuğa, yaşlıya ve hayvanlara yapılan şiddet eylemleri es geçiliyor. Şiddet başlı başına bir kavram, asla bir tek cins üzerinden değerlendirilmemesi gerekiyor.Sosyal medyadaki müthiş ‘duyarlılığımız’ , bu gibi konuları duyurmadaki hızımız, belgelememiz, kanıtlamamız maalesef bir işe yaramıyor. Yıllardır artan şiddet eylemleri ve ölümlerin önüne geçmek için keskin bir yasal düzenleme gerektiğinin bilincindeyiz ama yalnızca gündelik haberlerde kalacak gösterilerle yetiniyoruz.


İnsan olarak bir ayrımımız var, sessiz kalmamak gibi. Bu önemli bir ayrıntı, edinilmesi gereken bir bilinç. Şiddete sessiz kalmamalıyız ; biri herhangi bir nedenle - sebebi önemli değil- insani haklarımızı çiğneyip bize saldırıyorsa bunu sineye çekemeyiz. Kimse şortumuzu beğenmediği gerekçesiyle toplu taşıma aracında bize tekme atamaz..! Kimse ‘deli gibi sevme’ sözünün arkasına saklanarak kıskançlıktan bizi dövemez..! Kimse artık sevmediğimiz biriyle sadece ‘ seni öldürürüm ‘ tehdidinin korkusundan onunla yaşamaya bizi mecbur edemez..! Kimse sokak hayvanlarının kulaklarını kesip bunu matah bir haltmış gibi videoya çekip böyle bir vicdansızlığı yapıp, bunu sosyal medyada paylaşamaz..! Kimse sokak kedilerine yemek verdiği için sokakta taşlı saldırıya uğrayamaz...! Kanıtları sabit bu suçların caydırıcı cezaları olsaydı eğer şimdi muhtemelen başka bir şeyler yazıyor olacaktım. Daha da refah bir seviyemiz olsaydı belki bu tarz dertlerden apayrı dertler bulacaktım kendime ; aşka methiyeler yazmak isterdim mesela, sevmenin insan ruhuna nasıl iyi geldiğinden, sevilmenin nasıl bir mutluluk olduğundan, insani duygularımla nasıl da gurur duyduğumdan.. Önce insan olduğum için, sadece kendi acılarımı değil , başkalarının da acılarını hissedebildiğim için mutluyum. Her şeye rağmen insanlıktan umut kesmedim ben ; hepimizin bunun ayırdına varacağı bir zaman olacaktır biliyorum, bizlere sadece önce insan olmak kalacak. Bizler insanız..! Mükemmel bir tasarımla yaratılmış , duygularla donatılmış ve yalnızca sevgiyle var olabilecek varlıklarız. Bunu artık anlamamız gerekiyor.

Yorumlar

Popüler Yayınlar