I CARE A LOT ; HİKAYE GÜZEL AMA TANRILAR KAN İSTİYOR..
Böyle bir varsayımdan yola çıkar film. Marla Grayson (Rosamund Pike) mahkeme tarafından atanan vasi olarak karşımıza çıkar. İş birliği kurduğu diğer kişiler mahkemede ağlarına düşürmek istedikleri kişinin sağlık kontrollerini yapan ve beyanı esas kabul edilen bir doktor ile bakım evinden çok şık bir butik oteli andıran bakım evinin müdürüdür. Ve herkesin işleri yolunda gitmektedir. Ta ki esaslı bir Rus mafyasının sahte kimlikle yaşayan annesini keşfedip onu da zincirlerine eklemek isteyene kadar. Resmi kayıtlarda kimsesiz ve zengin görünümlü bu yeni avları baltayı taşa vurdukları noktadır.
Karakterlerin derinlikleri yoktur, senaryodaki eksiklikler ve kopukluklar oyuncuların harika performanslarına rağmen barizdir fakat film anlattığı konu itibari ile kesinlikle izlenmeye değer. Özellikle uzun zamandır böylesi özgün bir fikir üzerinden yola çıkılmış bir hikaye izlemediyseniz eğer bir takım eksiklikleri görmezden gelin ve bu filmi tarafsız izleyin.
Rosamund Pike Gone Girl filmi kadar olmasa da artık bu famme fatale rollerde ikonik karakterler yaratacağının altını çiziyor. Pride and Prejudice filmindeki rolünü ve masumiyetini hatırlayıp nereden nereye diyorsunuz. Rus Mafya rolünde ise Peter Dinklage tam isabet bir karar, Game of Thrones dizisinden aşina olduğumuz zeki ve yönetici tavrını, mimiklerini tekrar görmek güzeldi.
Yorumlar
Yorum Gönder