BİR RÜYA İÇİN AĞIT
'Pegasus'un sırtında uçuyor gibiyim'. Ayaklarım yerden kesik, rüya görüyor gibiyim ; öyleyse bunun bir kabus olmasını yeğlerim. Çocukluktan beri ne kadar zaman geçirdim, nasıl atladım üçer beşer yılları bilemedim. Bu bir rüya olamaz.
Bazen uyandığımda hissediyorum bu duyguyu. Annemden önce kalkmış, kendimi bahçeye atmışım. Çok sevdiği çiçeklerini koparmışım hoyratça, acımadan. Ellerim , ayaklarım her zaman ki gibi büyük. Biber fidanlarını çiğnemişim üstelik. Bir şeyleri mahvetmeye yetecek kadar büyümüşüm.
Uyandığımda yalnız değilim. Bir yabancı yanımda uyuyor, bir bahçe yok. Doğrulunca bir aynaya bakıyor yüzüm ve gördüğümden memnun değilim. Kendime ne zaman bu kadar yabancı oldum bilmiyorum. İlk hayal kırıklığı mı , ilk başarısızlığım mı ? Seyredip içinden geçerken zamanı , dahil olamadığım bir yaşam parçası mı? Mutluluk ne zamandır bu kadar zor, bu kadar soyut bir duygudur ? Bir zamanlar babamın bir gülüşü kadar yakın, annemin merhameti kadar sonsuzdu.
Uyanıyorum ve aynada gördüğüm kişi beni huzursuz ediyor. Gezecek bir bahçe, koparılacak çiçek, atılacak kahkaham bitmiş.Yalnızım , aslında bu duyguya yabancı değilim ama işte içten içe bir yaraya dokunuyor kocaman ellerim. İçimden bir ses soruyor ;
- Ben kimim ?
Bu yaşama bırakılmış, öylesine , emanet gibi duran kişi sen kimsin ? İstediklerin , olamadıkların, olmaya çabaladıkların bir hediye paketi gibi kucağına düşer mi sanmıştın ?
Rüya ile gerçek arasında var gücümle bağırdım ;
- Çıkarın beni buradan ..! Anne yardım et..! Yardım edin bana...!
Kendimi nerede sandım bilmiyorum. Sadece bu ara mutlulukla mutsuzluk arası mekik dokuyan, şaşkın, tedirgin, aklımı sürekli kurcalayan bir karışıklık, midemde bir kramp..!
Kendime hiç bu kadar yabancı olmadım sanırım. Yıllar yılı şairlerin anlatmak istediği sayfalar dolusu yazılan 'yabancı' hissi bu olabilir mi ?
Birden uyandım bir rüyadan.
Anladım kabusların bir sonu yok ben kendime var gücümle karşı çıktıkça. Korkuyorum içimde tesadüfen rastladığım diğer benliğimden. Çünkü bu diğer kişi tanıdığım kişiye tamamen tezat ve ürkütücü. Kimseyi umursamıyor. Yalnızca kendi mutluluğu önemli ; korkunç bir iştahı var yaşama karşı. Hep yaşamak , ölümsüz olmak istiyor. Kahkahalarla gülmek, hıçkırarak ağlamak , ölür gibi sevmek, yaşamı hissederek aşık olmak. Tüm tezatları bir bünyede toplamak.
Bundan çıkacak uyumu görmek isterdim. Belki tekdüze yaşamıma bir yenilik getirirdi. Ama bu ben değilim. Ben her zaman sıradan biri oldum, asla çizginin dışına çıkmadım. İçimdeki bencil ruh bu yüzden benden intikam almak ister gibi şimdi karşıma dikildi.
- Bir gün öleceksin ve ifade edemediğin her şey boşlukta savrulup gidecek..!
Bunu rüyada bile olsa duymaktan nefret ediyorum. Var gücümle bağırıyorum ;
- Anne bana yardım et..!
Yorumlar
Yorum Gönder